top of page

ÜÇÜNCÜ VAKIF HANI


İstanbul, Beyoğlu’nda eski Kuloğlu Camii’nin yerine yapılan Üçüncü Vakıf Hanı, 1911’de tasarlanmıştır. II. Meşrutiyet döneminin başlarında yıkık bir durumda olduğu bilinen Kuloğlu Camii, Sultan III. Mehmed’in çamaşırcıbaşısı Kuloğlu Mustafa Bey tarafından 1602’de yaptırılmıştır. Daha sonra bitişiğine bir sıbyan okulu eklenmiş, Kuloğlu Mustafa Bey ve sıbyan okulunu yaptıran Hacı Ferhad Ağa bu caminin haziresine gömülmüştür. 19. Yüzyılın son çeyreğinde Hristiyan azınlıklarla yabancıların çoğaldığı Beyoğlu’nda Kuloğlu Camii giderek önemini yitirmiş, bakımsızlıktan harap duruma gelmiştir. Bu nedenle Evkaf Nezareti caminin yerine gelir getirebilecek bir yapı yapılmasına karar verir. Kuloğlu Camii ise 1913’te Bostancı’da Bostancı Camii adıyla yeniden yapılmıştır.

Üçüncü Vakıf Hanı, İşhanı olarak adlandırılmasına karşın altı katlı bir kiralık konut yapısı olarak tasarlanmıştır. Yığma tuğla duvar sistemine göre yapılmış, döşemelerde çelik kirişlemeler kullanılmıştır. Üzeri kiremitli, ahşap kırma çatıyla örtülmüştür.

Turnacıbaşı sokağından girilen yapının zemin katının ön bölümünde ikisi Kuloğlu sokağına açılan dört adet dükkan bulunmakta, arsanın eğiminden dolayı bodrum niteliğinde olan arka bölümde ise dairelere ait kömür depoları bulunmaktadır. İki yanındaki apartmanlara bitişik olarak tasarlanan yapının diğer katlarında ikişerden toplam dokuz daire planlandığı ancak çatıdaki kapalı terasın daha sonra onuncu bir daireye dönüştürüldüğü anlaşılmaktadır. Katlar arasındaki bağlantı yapının merkezindeki büyük ışıklıkla aydınlanan yarım daire biçimli bir merdivenle sağlanmaktadır. Yine bu ışıklıkla aydınlanan, mutfaklar ve zemin kattaki kapıcı odası arasındaki bağlantıyı sağlayan bir servis merdiveni bulunur.


Çatıdaki kapalı terasın daireye dönüştürülmeden önce çamaşır kurutmak amacıyla planlandığı plandaki görülen iki adet ortak çamaşırlıktan anlaşılmaktadır. Yapının her dairesinde, farklı büyüklüklerde altışar oda ile birer hol, mutfak, banyo ve tuvalet bulunmaktadır. Arsanın yamukluğu nedeniyle Turnacıbaşı sokağı yönündeki dairelerin odaları daha farklı şekillenmiş, iki sokağın kesiştiği noktadaki odaların köşeleri pahlanarak burada kapalı cumbalar yapılmıştır. Girişin üzerindeki odalar ise yine kapalı cumbalar biçiminde dışarı taşırılarak giriş doğrultusu vurgulanmıştır.

Mimar Kemaleddin bu yapısında Beyoğlu’nun mimari morfolojisine uygun olduğunu düşündüğü için hem planda hem de cephede seçmeci üslup ögelerine yer vermiştir.

Kaynaklar:

Batur, A. (2008). Mimar Kemaleddin Yapıları Rehberi . Mimarlar Odası Yayınları.

Torun, Ş. (2015). Türk Mimarisinde İz Bırakanlar I . TC Çevre ve Şehircilik Bakanlığı.

Yavuz, Y. (2009). İmparatorluktan Cumhuriyete Mimar Kemalettin, 1870-1927 . TMMOB Mimarlar Odası.


13 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page